OZON NASIL İYİLEŞTİRİCİ ETKİ GÖSTERİYOR Ozon yüksek derecede oksidasyon gücüne sahip olduğu için tıpta “aktif oksijen” olarak tanımlanır. Tedavide kullanılan ozona yüksek enerjisinden dolayı, vücut hücrelerinin bir anlamda tıpkı yakıtı gibidir diyebiliriz. Ozon, hasta olan organizmalarımıza yönlendirilen bir nevi aktive edilmiş bir oksijendir.
Kan dolaşımını arttırma yeteneği, onu sadece dolaşımla ilgili bozuklukların tedavisinde değil birçok hastalıkta bozulmuş olan organik fonksiyonların yeniden canlandırılma amacıyla kullanılmasının kapısını açar.
Ameliyat sonrası halsizlik durumlarında, kireçlenmelerde, eklem ağrılarında, yaşlılığın meydana getirdiği tüm sorunların çözümünde ozon tedavisinden çok iyi sonuçlar elde edilmektedir.
Bunun dışında özellikle şeker hastalarında meydana gelen açık yaraların kapatılmasında kullanılan ozon, açık yarası olmayan diyabetik hastalarda da ileride olabilecek doku tahribatını engellemek için uygulanabilmektedir.
Ozonun kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin metabolizma aktivasyonu sonucu kişiler kendilerini yenilenmiş gibi hissetmektedirler. Profesyonel sporcular ve kadınlar bu tedaviden oldukça faydalanmaktadırlar. Ozon fiziksel dayanıklılığı arttırmaktadır. Sağlıklı insanların performanslarını artırma ve vücudu gençleştirmede de etkin rol üstlenmektedir.
Ozon gazı, dolaşım bozukluklarından viral hastalıklara ve romatizmaya kadar bir çok hastalıkta yardımcı tedavi olarak kullanılmakta ve başarılı sonuçlar alınmaktadır. Tıpta ozon , yaraların dezenfeksiyonunda, bakteri ve virüslerin sebep olduğu hastalıkların tedavisinde de kullanılır. Özetle ozon, kan dolaşımını hızlandırabilmekte ve başta mikroplarla mücadele olmak üzere vücut savunmasını gerektiren tüm olaylarda görev alan bağışıklık sistemini de hareketlendirmektedir.